Önce seni tanıyalım.

Herkese merhaba! Ben Destina, 24 yaşındayım, Istanbul/Kadıköy doğumluyum, 22 yaşıma kadar da İstanbul’da yaşadım. Lisenin ilk 2,5 senesini HASAL’da, son 2,5 senesini Kabataş Erkek Lisesi’nde okudum. Sonrasında Marmara Üniversitesi’nde Tıp eğitimime başladım.

Üniversitedeki ilk senemin sonunda 1 haftalık uluslararası bir programa katıldım. Hollanda’nin küçük bir sehrindeki tıp fakültesini ziyaret edip ordaki eğitimi ve ögrenci hayatini deneyimleme fırsatım oldu. Bu bir hafta hayatımdaki en önemli dönüm noktalarından biriydi diyebilirim. Hollanda’nın eğitime verdiği değer ve öğrencilerine sunduğu fırsatlar benim okuduğum bölüme olan ilgimi ve motivasyonumu oldukça yükseltti. Sonrasında eğitimimi Avrupa’da devam ettirmek istediğimi fark ettim. İlk olarak Felemenkçe/Hollandaca öğrenip Hollanda’daki üniversiteye başvurdum fakat AB dışı ülkelerden başvuranlar icin talep edilen eğitim ücretini karsilamam mümkün degildi.

Bu sebeple Almanca öğrenmeye başladım ve hedefimi Almanya’ya yönlendirdim. Tıbbın klinik kısmına başlamadan önce Almanca öğrenmeye başlayıp Erasmus sınavına girdim. Klinik dönem başladıktan 4 ay sonra Erasmus yapacağım üniversitede nörolojik araştırmalar yapan mükemmel bir ekiple 3 aylık bir staja başlayıp akabinde bu stajı 1 dönemlik Erasmus ile birleştirmek üzere Almanya’ya geldim. Daha gelmeden önce bile kafamda Erasmus’la gidip orada kalmak, geri dönmemek vardı fakat bunu nasıl gerçekleştireceğim konusunda en ufak bir fikrim yoktu.

Bu yolculukta bazen inanılmaz zorluklarla karşılaşmış olsam da insanın her gün hayalini kurduğu hayata uyanması kadar muhteşem bir ödül, bu kadar derin bir mutluluk yok. Bu sebeple asla vazgeçmeyin hayallerinizden, onlar size özgü, yalnızca sizin hayatınızda sizin mutluluğunuza giden yolun pusulası.

Neden Erasmus’a gitmek istedin?

Türkiye’de doktor olarak çalışma koşullarının ve doktorlara gösterilen muamelenin gitgide kötüleşmesi, TUS gibi bir sınavın gereksiz varlığı, doktorların kendi içlerinde bile maalesef birbirlerini destekleyip zaten zor olan bu mesleği daha da zorlaştırdıklarına dair yakın çevremden duyduklarım gelecek planlarımı farklı bir ülkede yapma kararımı güçlendirdi. Hollanda’daki deneyimim hayatın İstanbul’dan ibaret olmadığını, yaşanılacak bambaşka güzelliklerin olduğunu gösterdi bana. Erasmusu gelecek planlarımı gerçekleştirmek için büyük bir adım olarak gördüğümden mutlaka gitmek istedim. Ama sadece bir dönemliğine gelip Avrupa’yı gezip eğlenen kendine yeni bir vizyon katan birçok arkadaşım da oldu. O yüzden hevesi olan herkesin asla kaçırmaması gereken bir fırsat bence Erasmus.

Tercih listeni neye göre yaptın? Okulun eğitim kalitesi mi şehir/ülke mi yoksa ekonomik nedenler mi seni daha çok etkiledi?

Tercih listemde Almanya üzerine odaklandım, yabancı öğrencilerin Almanya’nın batı kısmında sosyal anlamda daha çok kabul gördüklerini duyduğumdan ötürü ilk iki başvurum Aachen ve Bonn oldu. İki şehir arasında ekonomik olarak çok anlamlı bir fark yoktu. O zamanlar Nöroloji ile ilgilendiğimden Aachen’daki hastanede bir nörolojik araştırma grubuna başvurmuştum, ordan kabul almam da Aachen’da kalma isteğimi pekiştirdi.

 Şu anda hangi şehirdesin? Bize artılarıyla eksileriyle şehrini biraz anlatsana.

Aachen’dayım, küçük bir şehir, trafik problemi İstanbulla karşılaştırılamaz bile. Köln gibi daha büyük şehirlere göre çok daha güvenli, akşam dışarı çıkmak istediğinizde güvenliğiniz konusunda büyük endişeler duymanız gerekmiyor. Sene içerisinde çok tatlı birçok küçük festivali ve etkinlikleri oluyor o yüzden. Fakat bir zamandan sonra şehri çok iyi tanıdığınız için yeni bir şeyler görmeyi özleyebiliyorsunuz. Bir de nehir deniz falan yok, İstanbul gibi kıyı şehirlerden gelenler için büyük eksiklik bence 🙂

İlerde Aachen’de yaşamak ister misin? Örneğin Master yapmak ya da çalışmak için geri dönmek gibi bir planın var mı?

Aachen öğrenci şehri, nüfusun beşte biri öğrenci, kalan kısımda da birçok eğitim görevlisi ve üniversitede çalışan insanlar var. Öğrencilik hayatımın en güzel senelerini burada geçirmiş olsam da mezun olduktan sonra daha iyi koşullar altında daha büyük bir şehirde yaşamayı tercih ederim sanırım. 🙂

Aachen’de hangi üniversitenin hangi kampüsündesin?

Tıp fakültesi öğrencileri eğitimlerinin tamamını buradaki üniversite hastanesi olan Uniklinik Aachen’da görüyor, yani makina veya mimarlık okuyanlar gibi ayrıdan bir kampüsümüz yok. Bu bir açıdan oldukça pratik, mesela teorik derslerden sonra polikliniğe gitmeniz gerekiyorsa zaten hastanede olduğunuz için arada vakit kaybetmeniz ve trafiğe girmeniye gerek kalmıyor.

Üniversite eğitim ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde mi oluyor yoksa dersler blok şeklinde mi?

Nisandan eylüle kadar yaz dönemi, ekimden marta kadar da kış dönemi olarak ayrılıyor

Eğitim hangi dilde yapılıyor? Eğer İngilizceyse hocaların dil yeterliliği nasıl?

Eğitim dili Almanca. Fakat birçok doktor gayet iyi düzeyde İngilizce konuşabiliyor.

Gittiğin ülkenin dilini öğrenmeye calistin mi veya önceden biliyor muydun? Eğer öğrenmediysen su anda keşke öğrenseydim diyor musun?

Erasmus’la Almanya’ya gelebilmek için önce ilk üniversitemde dil sınavını minimum A2 ile geçmem, sonrasında Erasmus’um başlayana kadar B1i bitirmem gerekiyordu. Ama geleceğe yönelik çalışma ve yaşam planlarımı hep Almanya üzerinden yaptığım için Erasmus başlamadan B2’yi bitirdim. Tıp okuyan ve Erasmus’a gitmeyi düşünen herkese kesinlikle gidecekleri ülkenin anadilini öğrenmelerini tavsiye ederim. Çünkü eğitim dili İngilizce olan bir hastaneye bile gitseniz ordaki hasta size problemini anadilinde anlatmak isteyecek, doktor da o hastayla kendi dilinde iletişim kuracak. Erasmus’u bu açıdan teorik olarak öğrendiğiniz bir dili pratik yapıp geliştirmeniz için güzel bir fırsat olarak da görebilirsiniz!

Dersler zorluyor mu? Sence eğitim sistemi nasıl?

Tıpta derslerden ziyade klinik stajlar oldukça zorlu oluyor. Türkiye’deki eğitimimden farklı olarak burada serviste stajyerlerin pratik görevleri gözlemlediğim kadarıyla daha fazla. Mesela buradaki doktorlar 4. Sınıf öğrencilerinden hastalara damar folu açmaları, kan almaları, EKG çekmelerini isteyebiliyor ve öğrencilerin tamamına yakını bunu yapabilecek donanıma sahip. Çünkü üniversite Skillslab olarak adlandırdığı laboratuvarlarda öğrencilerin el becerilerini ve pratiklerini geliştirebileceği ücretsiz birçok kurs sunuyor.

Buna karşın Türkiye’de klinik kısımda Bedside denilen bir pratik var. Mesela diyelim ki Kardiyoloji komiteniz başladı. Teorik derslerin akabinde hastanedeki kardiyologlarla küçük guruplar halinde hasta vizitlerine gidiyorsunuz. Gittiğiniz hastaların öyküsünü alıp sorular sorarak teşhisini bulmanız isteniyor. Bu esnada doktor size neden bu sorumu sordunuz? Bu semptomun sebebi ne olabilir? Hangi hastalıktan şüpheleniyorsunuz? Bunlar gibi sizi gerçek bir doktor gibi düşünmeye yönlendiren sorular soruyor. Maalesef bu Bedside’ların burada yerini tutabilecek bir ders yok, ki bence büyük bir kayıp. Ben Erasmus boyunca bunun eksikliğini hep hissettim.

Erasmus öğrencileri ve yerli öğrenciler aynı sınıflarda mı eğitim görüyor?

Evet derslerde de stajlarda da Erasmus öğrencileri burada okuyan öğrencilerle karma gruplar halinde eğitim görüyor.

Türkiye’deki okulun kaç tane ders almanı zorunlu tuttu? Her biri kaç ECTS genelde?

Ortalama 30 ECTS’lik ders almak gerekiyor hibe alabilmek için, stajların haftalık uzunluğuna ve o stajla alakalı sınava girip girmeyeceğinize göre stajın kredisi değişebiliyor. Mesela 1 haftalık Radyoloji stajı sınavı ile birlikte 3 krediyken 1 haftalık yoğun bakım stajı yine sınavla 3,5 krediydi.

Erasmus derslerini Türkiye’de saydırma konusunda bir sikinti yasadın mi? Okuduğun bolümde ders saydırmak zor/kolay gibi bir genelleme yapılabilir mi?

Özellikle Dermatoloji, KBB, Göz gibi küçük stajların derslerini saldırmakta hiçbir problem yaşamadım, bu sebeple Marmara’da 4. Sınıfta Erasmus yapmak kolay oldu. Fakat Erasmus’u uzatmaya karar verip Genel Cerrahi gibi büyük bir stajı saydırmak istediğimde üniversite çok uzunca bir süre bu talebime olumsuz karşılık verdi. Üniversiteden üniversiteye değişiyor ama genellikle tıp fakültesinde dahiliye gibi büyük ve önemli stajları kendi üniversitenizde yapmanız bekleniyor.

Haftada kaç saat dersin var? Ödevler, sınavlar yoğun mu? Yoklama çok önemli mi?

Bu üniversitede klinik stajlar pazartesiden perşembeye kadar. Hangi klinikte olduğunuza göre stajın başlangıç ve bitiş saatleri değişiyor ama genellikle sabah 7:45 ile akşam 15:30 arası oluyor. Bu stajlara katılım zorunlu ve devamsızlık yapabileceğiniz gün sayısı oldukça kısıtlı, cumaları da sabah sekizden akşam beşe kadar amfide teorik dersler oluyor bu derslerde yoklama alınmıyor.

Evde mi yurtta mı kalıyorsun? Artıları eksilerinden bahseder misin?

Buraya gelmeden 1 ay önce yurda başvurmuştum ama aslında minimum 4 5 ay öncesinden başvurmak gerekiyormuş, çok uzun bir bekleme listesi vardı yurt için. Fiyatlar genellikle daha uzun olduğundan ve üniversiteden daha fazla insanla tanışma fırsatım olacağını düşündüğüm için başlangıçta yurtta kalmayı çok istemiştim fakat yurt bulamadığımdan eve çıkmam gerekti.

Almanya’da yurtlar Türkiye’deki koğuş mantığıyla yürümüyor herkesin büyük veya küçük kendine ait bir odası var. Yurtlarda mutfağı ve çoğunlukla banyoyu paylaşmanız gerekiyor, bu bazen biraz sıkıntılı olabiliyor. Ayrıca dönem boyunca sürekli partiler oluyor, bu durum “Ben zaten Erasmus’a partilemek için geldim.“ diyenler için bir artı olabilir ama ne zaman partiye gidip ne zaman dinlenmek istediğinize kendiniz karar vermek istiyorsanız ev çok daha iyi bir seçenek oluyor. Ayrıca şansınız biraz yaver giderse taşındığınız apartmanda birçok öğrenciyle tanışmanız da mümkün. Ben burda iki odalı bir evde kalıyorum, ev arkadaşım Belçikalı, apartmanda 20den fazla öğrenci yaşıyor. Genel anlamda çok güzel bir atmosfer var, birlikte yemek yapıyor, film izliyor, partilere gidiyoruz. Ama herkes biraz kafa dinlemek istediğinde kendi odasına çekilebiliyor.

Üniversiteye yakın bir yerde konaklamak mı şehir merkezinde konaklamak mı daha iyi? Öğrencilerin yoğun olduğu özel bir bölge vb var mı?

Aachen’da üniversite direkt şehrin merkezinde ve merkezde konaklamak bence çok daha avantajlı, ama şehir zaten oldukça küçük olduğundan biraz tasarruf etmek isteyip merkezin biraz uzağında bir yerde konaklasanız da çok büyük bir sıkının yaşamazsınız.

Ev tutmak isteyenlere önerebileceğin bir bölge var mı? Ev arıyorsak hangi sitelere, Facebook gruplarına vb bakmalıyız?

Yurtların, gittiğiniz üniversitenin ve fakültenin öğrenci ve Erasmus gruplarının Facebook sayfalarına üye olup orada kendinizi kısaca tanıtıp ev aradığınızı belirtebilirsiniz, böylece ev arkadaşı arayanlar veya size uygun bir seçenek olduğunu bilen kişiler sizinle iletişime geçebilir. Bunun yanı sıra okulun internet sitesinden yurt başvurularınızı yapabilirsiniz. www.wg-gesucht.de ev arayanlar için en faydalı site. Ayrıca Facebook üzerinden Erasmus guruplarına üye olarak da birçok ev ilanından haberdar olabilirsiniz.

Para yetiyor mu? Bir ayda ortalama neye ne kadar harcıyorsun? Para transferlerini nasıl yapıyorsun?

Bir ayda kira, faturalar, yeme, içme, telefon, market alışverişi, eğitim ücreti ve ekstralar için ortalama 800 ila 1000 Euro arası bir para gerekiyor. Para transferi için TEB’in CEPTETEB Bankacılığından faydalanıyorum, kesinti veya kur farkı olmaksızın para aktarımı sağlayan gerçekten harika bir uygulama.

Türkiye’de herhangi bir bankanın senin ülkendeki bir bankayla anlaşması var mı? Diyelim ki anlaşma yok, en az kesintiyle hangi bankanın kartıyla orada hangi ATM’den para çekiliyor?

TEB Bankası’nın CEPTETEB uygulaması ile herhangi bir ek ücret ödemeden belirli bankamatiklerden paranızı çekebiliyorsunuz. Mesela bir Euro hesabı açarak Almanya’daki birçok bankamatikten bu hesabınızdaki parayı direkt çekmeniz mümkün.

Bankaların mobil uygulamalarını kullanabiliyor musun? Telefona Türk hattını takmamıza gerek var mı?

Banka hesabınıza yurtdışı numaranızı da kaydedip aktifleştirirseniz gerek kalmıyor, gözünüz korkmasın çok kolay bir işlem. 🙂

Senremi’nin notu: Gitmeden önce yapmanız gereken ilk şey Türk hattınızı yurt dışına açtırmak, orada yabanci bir sim kart alacak olsaniz bile acil bir durumda Turk hattiniz da calisir vaziyette olmus olur. İkinci önemli nokta ise Türkiye’deyken bankaları arayıp mobil banka uygulamalarını yurt dışına açtırmak ve uygulamaya giriş için SMS yerine kalıcı parola gibi bir güvenlik ayarı seçmek.  Boylece uygulamaya girerken sms ile kod gondermek yerine sadece sifre girmenizi isteyecekler 🙂

Senin bu değişim programı için aldığın bir burs ya da sana sponsor olan biri var mı? Varsa harcamalarının % kaçını karşılıyor?

Hibenin miktarı ülkeden ülkeye değişiyor, benim başvurduğum dönemde Almanya için sadece 400 Euro veriliyordu, kesinlikle yetmiyor. Ya bir birikiminiz olacak ya da burana geldiğinizde vizenizi oturum iznine çevirip eğitimin yanı sıra çalışacaksınız. Sadece hibeyle geçinmek mümkün değil, sadece %45lik bir destek sağlıyor denebilir.

Şehir içi ulaşımını nasıl sağlıyorsun? Bisiklet yaygın mı? Ulaşım için ayda ortalama ne kadar harcıyorsun?

Bisiklet oldukça yaygın, Hollanda’daki kadar olmasa da çoğu zaman arabalarınkine paralel bisiklet yolları var her sokakta ve caddede. Türkiye’ye oranla Aachen daha düz bir şehir olduğu için bisiklet sürmek inanılmaz zor olmuyor. Mesela bazen otobüsün saati uymuyorsa bisikletle hastaneye gidiyorum maksimum 20 dakikamı alıyor. Almanya’nın Nord Rhein Westfallen eyaleti oldukça öğrenci dostu, eğitim ücreti olarak üniversiteye verilen, semester başına yaklaşık 270 Euro tutan bu para size bu eyaletteki tüm bölgesel tren, tramvay ve otobüs bağlantılarını ücretsiz kullanabileceğiniz bir seyahat kartı olarak geri dönüyor. Mesela canınız sıkıldı Bonn’dan çıkıp Düsseldorf’a gitmek istediniz, parayı dert etmeniz gerekmiyor. Yaşasın NRW! 😀

Gittiğin ülkede okurken çalışma olanağın var mı? Varsa haftada kaç saat çalışma izni var ve ortalama ne kadar kazanılıyor?

Var, ve bunun hem maddi hem de akademik anlamda inanılmaz faydası oluyor. Öğrenciler maksimum haftada 19,5 saatlik sözleşmeyle çalışıyor. Öğrencilerin üniversite ve üniversiteye bağlı institülerde saatlik çalışma ücreti minimum 11 Euro, aylık kazancınız 450 Euronun üzerindeyse vergi ödemeniz gerekiyor.

Diyelim ki hasta oldun, yurt dışı sağlık sigortanla hangi hastanelere gidebiliyorsun, prosedür nasıl?

Öğrenci olduğum için Türkiye’den aldığım AT11 belgesiyle burdaki sağlık ocağı ve hastanelerdeki sağlık hizmetlerinden problemsiz faydalanabiliyorum. AT11 belgesini buradaki herhangi bir sigorta şirketinde tanıtıp ona denk bir belge alıyorsunuz, bu belgede Almanya’daki sigorta şirketinin sizin hastane ücretlerini aracı olarak Türkiye’ye ileteceği yazıyor, bunu gösterdiğiniz zaman ödeme işlemleri direkt sigorta kurumları arasında gerçekleşiyor.

Yemek işini nasıl hallediyorsun?

Vaktim oldukça kendim evde yapmaya çalışıyorum, çalıştığım veya üniversitede olduğum günler hastanenin veya fakültenin yemekhanesinde öğle yemeğine çıkıyorum. Yemeksepeti tarzı uygulamalardan sipariş vermek de bir seçenek ama dışarı çıkmaya üşenmeyenler için adım başı küçük lokantalar var. Aachen öğrenci şehri olduğundan çoğunlukla fiyatlar da oldukça uygun.

Spor yapmak istersen nasıl olanaklar var?

Bokstan yogaya, voleyboldan akrobatiğe, salsadan Kung Fu’ya kadar neredeyse akla gelen her spor dalında kendiniyi geliştirmeniz mümkün, kurslar üniversite kapsamında hazırlanıyor ve özellikle öğrenciler için çok uygun fiyatlara rezerve edilebiliyor. Ama kayıt tarihlerini çok sıkı takip etmek lazım, bazı kurslar açıldıktan iki dakika sonra tamamen dolabiliyor! Bunun yanı sıra şehrin farklı bölgelerinde birçok fitness merkezi var.

Erasmus öğrencileri için bir kulüp var mı? Varsa aktif mi? Ne gibi etkinlikler düzenliyorlar?

INCAS Aachen (incoming students = gelen öğrenciler) bu şehirde Erasmus öğrencilerini karşılayan büyük bir organizasyon. Bu organizasyona dahil olan öğrenciler öncelikle ilk hafta için özel bir program hazırlıyorlar. Bu program kapsamında birçok oyunları partiler şehir turları ve geziler düzenleniyor. Bu sayede hem daha ilk haftadan birçok arkadaş edinmiş oluyorsunuz hem de inanılmaz eğleniyorsunuz. Sonrasında da bu tarz etkinlikler devam ediyor. Mesela King’s Day için Amsterdam turu, günübirlik Lüksemburg gezisi gibi istemediğiniz kadar etkinlik var 🙂

Yabancı dilde arkadaşlıklar kurmak, hayatını devam ettirmek zor oldu mu?

Arkadaşlıklar tahmin ettiğinizden çok daha kolay kuruluyor. Özellikle 20 ila 26 yaş arası insanlar oldukça arkadaş canlısı ve iletişim kurarken sıkıntı yaşamıyorsunuz. Zaten eğer sizin gibi Erasmus için gelen insanlarla arkadaş olmak isterseniz bu çok daha kolay, çünkü onlar da aynı arayış içerisinde oluyor. İngilizcesi çok iyi olmasa da arkadaş edinen ve mutlu bir Erasmus geçiren çok öğrenci var. Benim için yabancı dil bir sıkıntı yaratmadı çünkü öncesinde iki senelik bir ilişkim vardı ve her gün İngilizce konuşuyorduk. Bazen insan yine de anadilinde sohbet edebileceği arkadaşlarını özlüyor ama WhatsApp gibi uygulamalar da bunun için var zaten 🙂

Türk’üm dediğinde sana nasıl yaklaştılar, nasıl tepkiler aldın?

Genellikle insanların yaklaşımında çok büyük bir negatifleşme olmadı, ama geçen sene Kings Day’de bir arkadaşımla Amsterdam’daydım iki kişi bizimle tanışmak istedi, nerelisiniz diye sorduklarında Türkiye dedik ve tek kelime daha etmeden uzaklaştılar. Mesela bu açıkça gösterilen bir tepki, saygı duymak gerekiyor. Kesinlikle doğru buluyor veya destekliyor değilim, ama yargılamadan önce kim bilir bu insanlar neler yaşadı da böyle bir tepki verecek duruma geldi diye düşünmek lazım.

Şimdiki aklım olsa Erasmus’a şuraya giderdim dediğin bir yer var mı?

Ülke ve şehir seçimini yaparken Erasmusu ne amaçla yapmak istediğiniyi bilmek ve buna yönelip hazırlanıp tercih yapmak çok önemli. Mesela İtalya’ya giden arkadaşlar çok güzel eğlendiler, daha çok boş vakitleri oldu ve bol bol gezdiler. Eğer sizin de primer isteğiniz eğlenip gezip görmekse Almanya en doğru tercih olmayabilir çünkü yoklama ve sınavlar daha yoğun ve zorlayıcı İtalya’ya kıyasla. Ama ben kararımdan kesinlikle çok memnunum yine olsa yine Aachen’ı seçerdim 🙂